grimer ve
clive hocalarim, kadirsinas ve yureklendirci sozleriniz icin cok tesekkur ederim. cevabimin eksik kalmis oldugunu farkettim ve geri dondum bu soruya. iyi ki de geri donmusum!
ilk cevabimi edit edersem, gozden kacabilir dusuncesiyle, ilaveleri bu cevapta yazacam.
bir kadin ya hamiledir ya da degildir. ama lisan bilen sifir ve bir gibi kodlanamaz. yabanci lisan, bir omur boyu suren bir yolculuk, bir seruvendir. sifir gibi kodlanir aslinda, 1 gibi de kodlanir ama Yes ile No arasinda uzuuuuuun bir gri bolge var.
ilk cevabimda cok onemli bir olcutu unutmusum. o olmazsa, yabanci dil bilen kime denir? sorusunun cevabi cok eksik kalir.
usage!
Turkcede bi laf vardir hani "Onu oyle demezler, peynir ekmek yemezler" diye...
Bildiginizi zannettiginiz dilde oyle bi laf yumurtlarsiniz ki, anadili o dil olan adamin hissettigi tam da bu olur. "o oyle denmez, dogrusu su" diye duzeltesi gelir. ABD'de, %50'si sahte ama %50'si de samimi kibarliklarindan dolayi pek duzeltmiyolar. Bi de ABD gocmenler tarafindan kurulmus ya, yeni jenerasyon gocmenin veya turistin, 4. kusak gocmene, "ne yani? senin buyuk deden cok mu guzel ingilizce konusuyodu? sen benim kadar falanca dil biliyon mu bakalim?" deme hakki var. bunu cok iyi bildikleri icin, ne zaman ingilizcenizden sikayet edecek, yetersizliginizden dem vuracak olsaniz, hemen "it's better than my ..." lafini yapistirirlar. o bosluga, bazen Turkish gelir, bazen Spanish, French, Portugese, Arabic filan. Her kime hitab ediyolarsa, o anda, onun anadili gelir o bosluga yani.
Lafin basina geri donecek olursak,
usage cok onemli sevgili hocalarim. Kullanilis yani. Kelimenin hangi baglamda nasil kullanilacagi ve nasil anlam degistirdigi. Bu cok uzmanlik isteyen bir beceri iste! Ornek, TOMER'de Turkce ogrenmis sevimli bir yabanci kiz dusunelim. Bu kiza, "yanagini sikmak" ve "topuguna sikmak" kavramlarindaki sikmak kelimelerinin farklarini nasil izah edersiniz? Yasar Nuri Ozturk'ten araklamak istedigim mukemmel bir usage ornegi var: Kalp ve yurek kelimeleri esanlamli di mi? Ya kalpsiz ve yureksiz kelimeleri???
Buna benzer cok guzel ornekler gelir arada sirada aklima... simdilik bunnarnan yetinelim.
usage'in bir adim otesinde, idiomatic usage and slang var.
yani deyimlerle konusma ve argo. simdi argo, neredeyse aylarla olculebilecek bir suratte degisen, ve seksen cesit "alt kultur"un kendine ozgu olusturdugu bir konfor alani, bir iletisim kanali. tamamini kapsamak mumkun degil. anadili ingilizce olanlar icin bile mumkun degil. ama gunluk hayatta kullanilan oyle kelimeler ve deyimler var ki, onlar artik argoluktan cikmis, yavastan yavastan dilin "asli" unsurlari haline gelmeye baslamis. onlari bilmek ve "cuk oturacak" sekilde kullanmak, deyimleri de tasi gedigine oturtacak sekilde kullanabilmek, yabanci dil ogrenmedeki en ileri asamalardan biri. TOMER'de Turkce ogrenen sevimli kizimiza, "tasi gedigine oturtma" lafini kolay annatabilir misiniz? o hissi yakalayabilir mi? anlatsaniz bile, yakin bir gelecekte, bu deyimi kendiliginden ve tam yerinde kullanabilir mi?
TOEFL konusuna da deginecektim.
TOEFL'in bir kriter oldugunu soylemis bazi dostlar. Ben o fikirde diilim. Eski puanlama usulune gore, TOEFL esdegerinden 550 puan almistim. Texas Tech 590, Harvard 600 puan istiyordu. Harvard'dan daha yuksek isteyen bir yer de yoktu. Keza TUS'un ingilizcesinden ve ceviri sinavlarindan bi kac defa full cekmisligim, KPDS'den de 92 almisligim vardi. Ama ne oldu? ABD'ye gelince yerlerde surundum, 10 seneden sonra hala da surunmeye ve kendimi amele gibi hissetmeye devam ediyorum.
Birazdan, Manhattan'a gidip, TOEFL'dan bu sene 110 cekmis bi abimizle bulusacam ve Ingilizce konusunda nasil sictigini gozlerimle gorecem ve kulaklarimla duyacam. Cunku ABD'ye ilk gelisi. Ilk cevabimda dedigim gibi: Ak got, kara got, tam manasiyla, ABD'deki isyerinde ve gunluk hayatta belli oluyor.
Benim su anda calistigim isyerinde, 4 ABD'li is arkadasim var. Bir de ABD'ye 4 yasinda gelmis bir arkadasim var. Bunlardan, dogma buyume Brooklynli ve universite mezunu olan arkadasi bi gorseniz, kendinizi Robert De Niro filmi seyrediyomus zannedersiniz. Mukemmel bir Brooklyn aksaniyla konusuyor. Iste bu arkadas, gecenlerde beni "The king of emails" ilan etti. Birine bir sey yazmak istediginde, bana soruyor. Baska bi tanesi gelip, sunu nasil yazarim, nasil derim diye bana soruyor. Durun, hemen atarlanmayin, birazdan annatacam durumu...
Ben hic bi tanesinin yazdigi emaili begenmiyorum. Anlatmak istenen seyi tam olarak ifade edemiyolar. Simdi ben Ingilizce biliyo mu oluyorum? Ehh, ekmek parami kazanacak kadar! Vaziyeti idare edecek kadar. is konusmaya gelince, kendimi onlarin yaninda bayaa bi ezik hissediyorum. Tabii ki, bende akicilik, kelime haznesi, gramer, telaffuz filan onlara gore yerlerde surunuyor ama asil yerlerde surunen, idiomatic usage ve slang. Bi de tabii, KODLAR!
Deyeceksiniz ki, nedir bu kod konusu?
TOMER'de Turkce ogrenmis sevimli kizimiz sokakta birinin, baska birine, "Seni tokat manyagi yaparim!" dedigini duysa, bu sozun kaynagini ve aslinda hangi soze gondermede bulundugunu annayabilir mi? Yani lisan ogrenmek, sadece gramer, telaffuz, kelime haznesi, hatta deyimler, usage ve argo ile bitmiyor. O kodlari da ogrenmek ve anlamak zorunda kaliyosunuz. Zaten cogunu da annayamadiginiz icin, bel bel bakiyosunuz. Siz aralarina girmediginiz zaman, o 3 Amerikali, ya da 4 Amerikali, firsattan istifade, mukemmel geyik ceviriyolar. Konusmaya siz de dalmaya kalkarsaniz, o geyigin sahiciligi bozuluyor, gazi kaciyor. Sirf o geyigin tadi kacmasin diye, siz de uzaktan onlari dinliyor, kulak kabartiyosunuz neler kacirdiginiza...
Dun bunnardan biri, dun bana "it's gonna be a breeze to me" dedi. Assaa yukari tahmin ettim konusmanin baglamindan ama ogrenmek icin ne demek istedigini sordum.
Kutsal bilgi kaynagimizdaki
eksisozluk.comanlamini kastediyormus. Buradan suser
phanaxa selam olsun. Daha da dumani ustunde bi entry!
Mesela,
Home run guzel bi ornek sevgili hocalarim. Bilmiyodum abi, naapiyim? Cahilim iste! Herif home run, home run diyo, meger futboldaki golun beyzboldaki karsiligiymis. Ucuz ayakkabi bulmus ona home run diyo herif. Ben de mal mal bakiyorum suratina, o kadar ucuza ayakkabi buldum ki, eve kadar kosacam mi demek istiyo acaba? gibi dusunceler geciyo kafamdan. Home run'in ne oldugunu sordum. Ne kastettigini anlayinca, vaziyeti idare edebilmek icun, haaa,
slam dunk gibi bisey, desene! dedim, "slam dunk"i o anlamda kullanmama cok sevindi.
Gunluk hayatta buna benzer onlarca durumla yani kulturel kodla karsilasiyosunuz. Kuvvetle tahmin ediyorum ki, TOEFL'dan baba puan cekmis olan abimiz, iste bu yuzden cuvallayacak. TOEFL tek kriter degil.
Usage dedik, idiomatic usage dedik, slang dedik, kulturel kodlar dedik, gelelim article ve preposition konusuna.
Saint Joseph'te Fransizca ogrenmis sevgili bir dostum, bir gun bana soyle demisti: "Lisani unutmaya ilk olarak prepositionlardan basliyosun."
Su on, in, at, beneath, under, underneath, behind, front gibi yer tarif eden kelimelerin gramerdeki adi her neyse, onlari hatasiz kullanmak bayaa bi zaman aliyo. bi de article'lari hatasiz kullanmak.
Psikolojide ve psikiyatrideki
frustration kavramini ele alalim. Eger uluslararasi bir toplantida, ahalinin gozu onunde, is ortaminizda, sokakta, ise dair veya gunluk hayata dair telefon konusmalarinizda, gazete okur, televizyon seyreder, sarki dinler, muzikal dinlerken, frustration hissine kapilmiyosaniz, o dili artik ogreniyorsunuz demektir. bi seyleri ifade etmek istiyor, birinle cata cat fikir munakasasina girmek istiyor ve cok iyi bildiginiz veya cok hakli oldugunuz bir konuda eline vermek istiyosaniz, ama konusmanin sonunda iciniz hala sis olarak kaliyosaniz, daha gitmeniz gereken cok yol, yemeniz gereken cok firin ekmek var demektir.
Ulan ne ezikmisim be!